CHP olarak Afganistan’daki tezkereye “muharip olmayan” yani savaş amaçlı olmayan bir görev olduğu için olumlu yaklaştıklarını aktaran Çeviköz, Kabil Havalimanı’nı koruma görevi ise NATO kapsamında böyle bir misyon olmayacağı için TSK’nın muharip görevde olmasını istemeyeceklerini söyledi.
VOA: “ABD Başkanı Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmeyi nasıl yorumluyorsunuz?”
Ünal Çeviköz: “Biden – Erdoğan görüşmesiyle ilgili böyle bir zirve toplantısında Türkiye ile ABD arasındaki sorunların çözülmesi zaten mümkün olamazdı. Nitekim iki taraf da aslında belli konularda kendi tutumlarını ifade etmekle yetindi. Basın açıklamalarında da bunları görüyoruz. Ne S-400 meselesine bir çözüm bulundu ne ABD’nin YPG’ye verdiği destek konusunda bir çözüm bulundu. Ne de başka diğer konularla ilgili herhangi bir olumlu gelişme oldu. Bu açıdan bakıldığında aslında beklentileri karşılamadığı ve belki de (Türkiye iç kamuoyunda) beklentilerin abartıldığı sonucuna varmak mümkün. Yalnız bir önemli sonucu var ki onu da önemsiyorum: Bu da Sayın Erdoğan’ın basın toplantısında yapmış olduğu açıklamalardan çıkıyor. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler bundan sonra kurumsal ilerleyecektir. En önemli sonucu bu oldu. Bundan evvel eski ABD Başkanı Donald Trump ile Sayın Erdoğan arasında bir telefon görüşmesiyle halledildiği duyurulan meseleler artık kurumsal düzeyde ve konuların esas sahibi olan makamlar tarafından kurulacak olan çalışma gruplarıyla yürütülecek ve çözüme bu şekilde kavuşturulacak. Bu, bence önemli bir sonuçtur. Türkiye’nin bunu öğrenmiş olması iyi oldu.”
VOA: “Türkiye’ye Afganistan’da Kabil Havalimanı korumasıyla nasıl bir rol biçiliyor, NATO ittifakında bu rolün Türkiye’ye verilmesi önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Ünal Çeviköz: “Bu konuda bazı kafa karıştıran bir takım yorumlarla karşılaşıyoruz. Biliyorsunuz 2001 yılından beri NATO’nun kurmuş olduğu ISAF adlı misyonu var ve bu bir NATO misyonu. 2001 yılından 2018 yılına kadar devam etti. Türkiye bu misyonda görev aldı. Türkiye’nin Afganistan’daki NATO kuvvetine katkısı muharip olmayan (çatışma/savaş amaçlı olmayan) bir kuvvetti. Türkiye orada Afganistan güvenlik kuvvetlerine eğitim desteği vererek, bir şekilde kendi imkanları ile Afganistan’ın güvenliğini sağlayabilmeleri maksadıyla bulunuyordu. 2018 yılından itibaren NATO’nun ISAF adlı misyonu sona erdi ve bunun yerine Kararlılık Destek Misyonu da 2018 yılından beri devam ediyor. Bunun da muharip olmayan bir misyon olduğu, özellikle bu karar alınırken belirtilmiştir. Bu yıl hatırlayacaksınız 6 Ocak tarihinde Afganistan’a ilişkin yeni tezkere gündeme geldiğinde bu unsur özellikle belirtildi. Tezkerede bunun muharip bir misyon olmadığı ve TSK’nın da Afganistan’da yine güvenlik kuvvetleri eğitimine katkı maksadıyla bulunduğu vurgulanıyor. Bu koşullar altında eğer Türkiye, Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlamak maksadıyla yeni bir görev üstlenecekse mevcut tezkere buna yeterli değildir. Bunu özellikle başından vurgulamak isterim. Anladığım kadarıyla NATO’da da henüz bu konuda bir karar alınmış değil. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in yaptığı açıklamadan bunu anlıyoruz. Dün ‘Henüz bir karar alınmadı bazı çalışmalar yürütülüyor’ denildi. Türkiye tarafından yapılan açıklamalarda da ‘Türkiye’nin belli şartlara ihtiyacı olduğu ve bu şartlar yerine getirildiği takdirde üstleneceği’ açıklandı. Bu şartlar da lojistik, mali ve teknolojik destek olarak dile getirildi. Ben her şeyden evden Türkiye’nin Afganistan’da bulunmasının fevkalade önemli olduğunu ancak TSK mevcudiyetinin muharip bir unsur içermeyen ve Afgan kuvvetlerinin eğitimine katkı maksadıyla sürdürülmesi gereken bir görev olduğunu düşünüyorum.”

Bir Cevap Yazın